Vücudun kıl çıkan her yerinde, her yaş ve cinste görülebilir. En sık genç erkeklerde, kuyruk sokumunda anüsten 5-6cm yukarıda, kalçalar arası çukurlukta görülür. Kuyruk sokumu, basınç ve gerginliği yüksek, yara iyileşmesi zor bir bölgedir. Hastalık zaten ilk olarak kovboylarda tanımlanmıştır. Bilgisayar karşısında uzun süre oturanlar, şoförler, öğrenciler risklidir. Şişmanlık, aşırı kıllanma, kötü hijyen hastalık oluşmasında etkendir. Tehlikeli bir hastalık değildir ancak hayat konforunu bozar. Yaşam kalitesini düşürür.
Uzun süreli basınç ile kalçalar arası çukura dökülen kıllar cildi delerek cilt altında girip bir boşlukta (sinüs) birikerek hastalığa yol açar. Sıklıkla hastalarda kuyruk sokumunda bir huzursuzluğa yol açan zaman zaman akıntı ve iltihap yapan, içinden çıkan kılların görülebildiği toplu iğne başı kadar bir veya birkaç delik görülür. Delikler kapanırsa sinüs enfekte olur ve hasta bu bölgede bir alanda kızarıklık, şişlik, ağrı ve oturamama şikâyeti ile hekime başvurur. Bu şekilde Kıl dönmesi absesi olarak değerlendirilecek hastalarda derhal absenin cerrahi olarakdrenajı (boşaltılması) gerekir.
Tedavi olmamış hastalarda birkaç kez abse ve akıntı öyküsü mevcuttur ayrıca tekrarlayan bu komplikasyonlar ile hastalık daha geniş alanlara yayılarak tedavi güçleşir. Şikayetler terleme, deniz ve havuza girme nedeniyle yaz mevsiminde daha sıktır. Nerede ne zaman enfeksiyon, akıntı ya da abse olacağı belli olmadığı için kıl dönmesi tanısı alan hastanın bir an evvel tedavi olması önerilir.
Kıl dönmesinin kesin tedavisi cerrahidir. Literatürde birçok cerrahi yöntem tanımlanmıştır. Cerrahide prensip cilt ve cilt altında hastalıklı bölgeyi komple çıkarmak ve oluşan boşluğu cerrahi dikişlerle (Eksizyon – primer kapama) kapatmaktır. Ancak bu yöntem kolay ve basit olmakla birlikte nüks oranları yüksektir. Hastalıkla bölgeyi baklava dilimi şeklinde çıkarıp (Rhomboid eksizyon) oluşan boşluğu kuyruk sokumundaki çukurluğu giderecek şekilde sağlam kalça dokusundan hazırlayıp kaydırdığımız bir yama (Limberg Flap) ile kapatmak en garantili ve nüks oranı en düşük cerrahi yöntemdir. Genel veya spinal (belden uyuşturma) yöntemi ile uygulanabilir.
Limberg flap yöntemi genellikle uzun süredir kıl dönmesi, akıntı ve iltihap şikâyeti olan, birkaç kez diğer yöntemlerin denendiği, nüks etmiş, birbirinden uzak birkaç delik (sinüs ağzı) bulunan yani komplike vakalarda ilk tercih edilmesi gereken cerrahi yöntemdir.
Ameliyat anestezi altında (Genel, spinal ya da lokal) yapıldığı için hastalar ağrı duymazlar.
Tercih edilen cerrahi yönteme göre değişmekle birlikte ameliyat sonrası anestezinin etkisinin geçmesiyle basit ağrı kesicilerle üstesinden gelinebilecek düzeyde hafif ağrı olabilir.
Kıl dönmesi tedavisinde hangi yöntem tercih edilirse edilsin nüks riski vardır. Klinik tecrübelerimize göre nüks açısından en garantili yöntem Limberg flap ameliyatıdır. Ameliyat sonrası hijyen kurallarına dikkat edilir, o bölge temiz ve kuru tutulur, uzun süre oturmalardan sakınılırsa nüks olasılığı düşer.
Kıl dönmesi ameliyatsız tedavi edilebilir. Hastanın ameliyat veya anesteziye engel bir durumu varsa ya da ameliyat olmak, hastanede yatmak istemiyorsa, biran evvel işine gücüne dönmesi gerekiyorsa cerrahi tedaviye alternatif yöntemler uygulanabilir. Ameliyatsız yöntemde temel prensip kılların biriktiği ve iltihap yaptığı yuvaları (sinüs) temizlemek, kötü dokuları cerrahi aletler ile kürete etmek (kazımak) ve sonrasında bu boşluğu büzecek ve kapatacak bir yöntem (kristalize fenol, lazer vb.) uygulamaktan ibarettir. Çok konforlu ve kolay olan bu yöntemde hasta çok çabuk iyileşir. Ancak bilinmelidir ki ameliyatsız yöntemde hastalığın tekrarlama (nüks etme) riski ameliyata göre biraz daha yüksektir.
Kıl dönmesi tedavisinde lazer kullanılabilir. Kıl yumaklarının bulunduğu kesecikler (sinüsler) deliklerden girerek kazınıp temizlendikten sonra gerideki boşluğun lazer yardımıyla büzüştürülüp kapatılması şeklinde lazer kullanılmaktadır.
Yukarıda anlattığımız tedavi yöntemlerinden hangisinin size ve hastalığınıza uygun olacağını konunun uzmanı olan cerrah size önerecektir. Başvurduğunuz Genel Cerrahın tecrübesine güvenmelisiniz.